

Yandaşlık Üzerine Bir Yalanlama
Yandaşlık, piramidin ve besin zincirinin, en altındaki, sade vatandaşın en büyük erdemidir. Yandaşlık, mesleklerden ve kimliklerden önce gelir. Herkesin doğrusu kendine, kolaycılığından uzakta, çok uzakta. Yandaşlık ortak vicdanın potasıdır. Yandaş dürüsttür, kendi iç sesinin huzurunda, kendisi için istediğinden daha iyisini başkası için de dileyebilendir. Yandaşlık empatinin adalet terazisidir. Yargılamadan önce anlamaya çalışmaktır. Yandaşlık, vatandaşın sorumluluk bilincid


Ankara Yalanlaması
Vekalet ile vekil olmanın etimolojik hiçbir ilgisi yoktu ve doğal olarak aynı kökten gelmiyorlardı. Asaletin de vekil olmakla bir ilgisi yoktu. Asalet bir görevi yerine getirmek üzere atanmış kimsenin durumunu ifade etmiyordu. Asalet yalnızca soyluluğu ifade ediyordu. Vekil başkasının adına-yerine söz söyleme, davranma, işlem yapma yetkisi olan kimse değildi ve bundan dolayı, hesap verme borcu da yoktu.


Ankara "Seni Görmek İster Her Bahtı Kara"
Sokaklar evlerimiz kadar güvenliydi. Biri düşünce, kaldırırdı diğeri. Diğeri henüz öteki değildi. Öteki henüz kelime olarak anlam kaymasına uğramamıştı. Bizim gibi olmayan bize benzemeyen değildi. Daha değil. Hala bize benziyordu herkes, korkularıyla, zaaflarıyla, beklentileriyle, değerleriyle. Ayrımcılık yapanlarda olurdu arada, kitabı ile, mezhebi ile, partisi ile, tuttuğu takım ile, rengi ile, cinsiyeti ile ayırırdı.